BlackRock CEO’su Larry Fink’in 2022 Kasım ayında duyurusunu yaptığı, Rockefeller grubunun da ortağı olduğu JP Morgan’ın yeni kurduğu Onyx isimli bankanın bünyesinde yaptıkları “menkul kıymet token’laştırılması” çalışması hakkında Fink şöyle demişti:
“Bundan sonra dünya pazarlarında göreceğimiz en önemli yenilik, menkul kıymetlerin token’laştırılması olacak”
Bu yazı boyunca tokenization kavramını, “gerçek dünya varlıklarının blokzincir üzerine taşınması” olarak kullandım. Şu anda da etrafta tokenization kavramını bolca görüyor olabilirsiniz.
Şimdi, müsaadenizle, gümbür gümbür ses vererek gelen bu yeni token’laştırma konusunu daha da açarak irdeleyeceğim.
Varlıkların öncelikle dijitale aktarılması:
Gerçek dünya varlıklarının blokzincir üzerine aktarılmasının öncesinde, bunların ilk önce dijitale aktarılması geliyor. Bir örnek vermem gerekirse, Türkiye’de 2003 yılından önce halka açılan şirketlerin hisse senetleri bir matbaada karton sayfalar üzerine basılıyor ve elden ele değiş-tokuş ediliyordu. Bu tarihte, yeni kurulan MKK (Merkezi Kayıt Kuruluşu) isimli bir kurum bünyesinde tüm halka açık şirket hisse senetleri önce dijital hale getirildi. Karton hisse senetleri piyasadan kalktı. Dijital olarak merkezi bir veri tabanında tutulan halka açık şirketlerin hisseleri bugün artık, İstanbul Borsası bünyesinde ve bu MKK veri tabanı baz alınarak alınıp satılıyor.
Eğer Türkiye’de günün birinde, halka açık tüm şirketlerin hisseleri blokzincir üzerine aktarılacaksa, bu işlemin yapılacağı yer MKK olmak zorunda, ya da bu işe kalkışacak kişiler, öncelikle MKK’daki veri tabanından başlamak zorunda. Çünkü tüm güncel kayıtlar orada yazılı.
İkinci örnek, eğer bankalardaki TL veya dolar mevduatları token’laştırılacaksa buna da önce her bankanın kendi veri tabanından başlamak gerekir.
Yine BlackRock fonunun ortakları arasında olduğu bir diğer önemli banka olan Citi de konuya damardan giriş yaptı ve 2023 Mart ayı başında bir rapor yayınladı. (Kaynak:1) Bu rapor, 2030 yılında toplam 5 ila 6 trilyon dolarlık varlığın tokenize edilmiş olarak blokzincirler (veya DLT’ler) üzerinde kayıtlı olacağını söylüyor.
Bu rapora göre 2030 yılında:
a. 187 trilyon dolarlık devlet ve şirket borçlarının 1.9 trilyon dolarlık kısmının,
b. 20 trilyon dolarlık gayri-menkul fonlarının 1.5 trilyonluk kısmının,
c. 7 trilyon dolarlık risk sermayesi ve PE (özel sermaye) fonlarının %10’u olan 700 milyar dolarlık kısmının,
d. ipotek ve teminat finansmanlarının (ki rapora göre 2030’da 42 trilyon olacağı tahmin ediliyor) bir trilyon dolarlık kısmının,
e. 12 trilyon dolar olacağı tahmin edilen ticaret finansmanının 1 trilyonluk kısmının,
tokenize olmuş olacağı öngörülüyor. Bunların toplamı olan 5 ila 6 TRİLYON dolarlık varlığın diğer tarafa yani blokzincir tarafına geçeceği tahmin edilmiş. Ancak bu raporda tokenize edilmesinden bahsedilmeyen daha bir çok varlık çeşidi var.
Aynı bizdeki MKK gibi, yurt dışında da pek çok menkul kıymet dijital formda ve bilgisayar veritabanları içinde tutulmakta. Bunların alış-verişi de yine dijital borsalar aracılığıyla yapılmakta. Citigroup’a göre en hızlı şekilde tokenize edilecek varlıklar fonların idaresi altında olanlar. Zira bu varlıkların tokenize edilmesi kararını verecek kişilerin kazanç-zarar denklemine bakarak hızlı karar verebileceklerini düşünüyorlar.
Ben biraz daha farklı düşünüyorum!
Benim düşüncem Citi’den daha farklı! Ne de olsa kaybedecek şeyi Citigroup’a göre daha az olan bir kişiyim.
Geçenlerde ülkemizdeki en büyük kripto varlık sahiplerinden birisi olan dostumla beraber bir toplantıdaydım; Web3’e geçişin beklenenden daha yavaş olacağını çünkü varlıkları bugün elinde tutan kurumların bunları kolayca ellerinden bırakmayacağını söyledi. Bu konuda haklı, ben de dostumla aynı fikirdeyim. Ancak işe sadece boş alanlardan başlanacağı, çünkü bu boş alanların (eskiden dutluk olan Mecidiyeköy örneği meşhurdur) sahipsiz olduğu için kripto tarafından daha önce tokenize düşüncesi bence yetersiz. Bugün kapatılmış olan pek çok alanda da açılım yapmak için fırsat kollayan yatırımcılar var.
İşte BlackRock fonu bunlardan biri: Citi raporu örneğinde gördüğümüz gibi şu anda çok dolu ve çok kapalı, adeta Taksim ve Maslak gibi dolu alanlarda 6-7 yıl içinde 5-6 trilyon dolarlık varlığın (blokzincir tarafına) geçişini öngörüyorlar. Yine BlackRock ortaklığı olan JP Morgan’ın Onyx bankası ise daha da radikal, onlar bugün bankalarda yatan mevduatların da hızla blokzincir tarafına kayacağı düşüncesindeler.
Bunlara ek olarak benim gördüğüm bambaşka bir alan daha var, ki ne Citi raporunda işlenmiş ne de daha önceki JP Morgan raporunda: O da gaz, petrol, gübre, metaller ve buğday vb. gibi emtianın tokenize edilmesi. İngilizce’de commodity denilen emtiadan (eski dilde ticarete konu mal anlamına gelen metanın çoğuluna emtia deniliyor; emtialar demek bu nedenle yanlış olur) bahsettiğim iki rapordaki çok trilyon dolarlık token’laştırma deneylerinde hiç bahsedilmiyor. Bu iki banka da kendi kontrollerinde olan alanda at koşturmayı planlıyorlar. İki raporun toplamına bakarsak 2030’da 5-6 değil en az 10-12 trilyon dolar tokenize edilmiş olacak. Ve bu hesabın içinde emtia token’laştırması yok!
Emtia token’laştırması:
İşte bu konu, yani emtia token’laştırılması bence önümüzdeki 3-5 sene içinde epey hızla büyüyecek ve çok esaslı bir dönüşüme sebep olacak. Nedenlerine gelelim:
1) Tek kutuplu dünyadan çok kutuplu dünyaya geçilirken de-dollarizasyon konusu dünya finans piyasalarında en önemli ve hızla gelişen olaylardan biri haline geldi (bakınız: Kaynak:2 ve Kaynak:3). Doların rezerv para statüsünü kaybetmesi ile beraber onun yerine neyin geçeceği şu anda bilinmiyor. Bariz bir aday yok. Ancak yakın zamanda bir iki adayın belireceğini tahmin ediyorum. Bu adaylardan birisi tokenize edilmiş altın olursa, bir diğeri de tokenize edilmiş bir emtia sepeti veya BRICS ülkelerinin fiat para sepeti olabilir. BRICS etrafında toplanan ülkelerin ne cesaretle ve hızla inovasyon yapabileceğine bağlı olarak buradan da bir aday çıkabilir. İşte bu yeni varlık gelecek dönemdeki token’laştırmayı büyük oranda etkileyebilir.
2) Bugün dünyanın en büyük emtia ihracatçısı olan Rusya, pazar payının %11 ile birinci sırada olmasına karşın dünya liginde Türkiye’nin 3 katından biraz az olan GDP’si ile orta sıralarda bir ülke konumunda. Rusya bugüne kadar Batı tarafından feci düzeyde kazıklanıyordu! İşte içinde olduğumuz yeni konjonktürde bu ülke emtia token’laştırması konusunda en fazla inovasyon yapmaya aday durumda. Hem kendi gelirlerini pazar payı oranına uygun şekilde artırmak isteyecek hem de bunu yapması için blokzincir teknolojisi dışında gidebileceği başka alanı yok. Bankalar, SWIFT transferleri, dolar ve euro ile satış yapılan geleneksel emtia pazarları Ukrayna savaşından sonra Rusya’ya tamamen kapatıldı.
Sonuç:
Bence 2030 yılı token’laştırma konusunda 5-10 trilyon dolarlık bir dönüşüm olması açısından çok geç bir tarih. Benim gözlemlerime göre, 2025-26 civarında bu seviye geçilmiş olacak. 2030’da ise ABD dolarının konuşulmayacağını, blokzincir üzerinde yaşayan varlıkların (bitcoin, ether ve pek çok altcoin de dahil olmak üzere) toplam değerinin 30-40 trilyonlara veya daha fazlasına ulaşmış olacağını düşünüyorum. Bu bir kehanet değil, Citi ile JP Morgan raporlarındaki bence “tutucu” değerler bile zaten neredeyse bunun 1/3’üne topluyor. Özetle, 2030’da trilyon “dolar” demiyor olacağız, başka bir terim ve arkasında başka varlıklar olan yeni bir terminoloji ile değerlerimizi ifade ediyor olacağız.
Not: Bu yazının ilk versiyonu 4 Mayıs 2023 günü BTCHaber.com sitesinde yayınlanmıştır.
Cemil Şinasi Türün
Danışma Kurulu Başkanı
Cropto
Kaynaklar:
1- https://icg.citi.com/icghome/what-we-think/citigps/insights/money-tokens-and-games
2- https://tr.cointelegraph.com/news/the-escape-from-the-dollar-is-increasing
3- https://unherd.com/2023/04/will-america-win-from-de-dollarisation/
© 2023 Cropto By AgriFintech. Tüm Hakları Saklıdır.